Şimdi Randevu Oluştur!

Tüp Mide Ameliyatı Nasıl Yapılır: Adım Adım Cerrahi Süreç (Laparoskopik Yöntem)
Tüp mide ameliyatı (Sleeve Gastrektomi) kararı aldıktan sonra, zihninizdeki en önemli sorulardan birinin “Tüp mide ameliyatı nasıl yapılır?” olduğunu biliyoruz. Ameliyathanede, anestezi altındayken vücudunuzda nelerin gerçekleşeceğini anlamak, sürece olan güveninizi artırır ve endişelerinizi azaltır. Bu karmaşık gibi görünen cerrahi işlem, aslında modern tıbbın sunduğu minimal invaziv teknikler sayesinde son derece güvenli ve standart adımlarla gerçekleştirilmektedir.
Prof. Dr. Oğuzhan Karatepe olarak, 25 yılı aşkın cerrahi tecrübem ve gerçekleştirdiğim yüzlerce başarılı operasyonun verdiği güvenle, bu süreci size en anlaşılır dilde, adım adım anlatmak istiyorum. Amacımız, ameliyatın her aşamasına hakim olmanızı sağlayarak, sizi bu yolculuğa zihinsel olarak tam anlamıyla hazırlamaktır. Unutmayın, bilgi en iyi sakinleştiricidir. İşte kapalı yöntemle (laparoskopik) tüp mide ameliyatının nasıl yapıldığına dair detaylı rehberimiz.



Ameliyat Öncesi Son Hazırlıklar ve Anestezi
Ameliyat süreci, aslında siz ameliyathaneye alınmadan önce başlar. Operasyon gününden önce yapılan detaylı kan tahlilleri, endoskopi, kardiyoloji ve göğüs hastalıkları konsültasyonları ile ameliyata uygunluğunuz teyit edilir.
Ameliyat günü geldiğinde süreç şu şekilde işler:
- Hasta Hazırlığı: Ameliyattan önceki gece yarısından sonra yeme-içme kesilir. Hastaneye yatışınız yapıldıktan sonra, ameliyat önlüğü giydirilir ve damar yolu açılır. Gerekli durumlarda sakinleştirici bir ilaç verilebilir.
- Anestezi: Ameliyathaneye alındıktan sonra, anestezi uzmanı ve ekibi devreye girer. Maske yoluyla ve damardan verilen ilaçlarla, operasyon boyunca hiçbir şey hissetmemeniz, ağrı duymamanız ve süreci hatırlamamanız sağlanır. Bu, “genel anestezi” olarak adlandırılır ve tüm yaşam fonksiyonlarınız (solunum, nabız, tansiyon) anestezi ekibi tarafından anbean takip edilir.

Laparoskopik Cerrahi Tekniği: Adım Adım Tüp Mide Ameliyatı
Tüp mide ameliyatı, günümüzde altın standart olarak kabul edilen laparoskopik (kapalı) yöntemle yapılır. Bu yöntem, karında büyük bir kesi açmak yerine, birkaç küçük delikten çalışarak hastanın çok daha hızlı iyileşmesini, daha az ağrı duymasını ve daha az yara izi kalmasını sağlar.
Adım 1: Karın Bölgesine Giriş ve Görüntüleme (Pnömoperiton)
Genel anestezi altındaki hasta uyuduktan sonra, cerrahi ekip operasyona başlar.
- Göbek deliği bölgesinden özel bir iğne (Veress iğnesi) ile karın boşluğuna girilir.
- Karın içerisine, organların birbirine yapışmasını önlemek ve cerraha rahat bir çalışma alanı yaratmak için karbondioksit (CO2) gazı verilir. Bu işleme “pnömoperiton” denir.
- Ardından, karın duvarına 4 veya 5 adet, yaklaşık 0.5-1 cm boyutunda küçük kesiler yapılır. Bu kesilerden “trokar” adı verilen borucuklar yerleştirilir.
- Trokarlardan birinden, ucunda yüksek çözünürlüklü bir kamera bulunan “laparoskop” adı verilen alet içeri sokulur. Bu kamera, karın içindeki görüntüyü büyük bir ekrana yansıtarak cerrahın tüm detayları görerek çalışmasını sağlar.
Adım 2: Midenin Serbestleştirilmesi ve Hazırlanması
Diğer trokarlardan ise operasyonu gerçekleştirecek olan ince, uzun ve hassas cerrahi aletler (tutucular, kesiciler, enerji cihazları) karın içine ilerletilir.
- Cerrah, bu aletleri kullanarak midenin çevresindeki dokulardan (özellikle omentum adı verilen yağlı doku), dalaktan ve pankreastan dikkatlice ayırır. Bu işlem sırasında kan damarları, ultrasonik kesici gibi modern enerji cihazları kullanılarak kanamasız bir şekilde kapatılır ve kesilir.
- Midenin arka duvarı da tamamen serbestleştirilir. Bu, midenin rahatça döndürülüp kesilmeye hazır hale getirilmesi için kritik bir adımdır.
Adım 3: Kalibrasyon Tüpü ve Midenin Kesilmesi (Stapler)
Bu, ameliyatın en önemli ve en hassas aşamasıdır.
- Anestezi uzmanı tarafından, ağız yolundan mideye doğru, yaklaşık 36-40 Fr (yaklaşık 12 mm) kalınlığında silikon bir “kalibrasyon tüpü” (veya buji) yerleştirilir. Bu tüp, geride bırakılacak olan midenin genişliğini ayarlamak için bir kılavuz görevi görür. Midenin bu tüpe dayanarak kesilmesi, geride kalan midenin ne çok dar ne de çok geniş olmamasını sağlar.
- Cerrah, bu kalibrasyon tüpünü rehber alarak, midenin çıkışından (pilor) yaklaşık 4-6 cm uzaktan başlayarak yemek borusuna doğru dikey bir hat boyunca mideyi kesmeye başlar.
- Bu kesme işlemi, “stapler” adı verilen teknolojik bir aletle yapılır. Stapler, tek kullanımlık bir kartuşla çalışır ve her ateşlendiğinde, mideyi hem keser hem de aynı anda her iki tarafına üçer sıra titanyum zımba yerleştirerek kapatır. Bu sayede işlem kanamasız bir şekilde gerçekleşir.
- Midenin yaklaşık %75-80’lik büyük bölümü, bu işlemle vücuttan ayrılır.
Adım 4: Kesilen Midenin Çıkarılması ve Kaçak Testi
Cerrahi işlemin sonuna gelinirken güvenlik kontrolleri yapılır.
- Vücuttan ayrılan midenin büyük parçası, trokar deliklerinden birisi hafifçe genişletilerek özel bir torba (endobag) yardımıyla karın dışına çıkarılır.
- Tüm stapler (zımba) hattı boyunca herhangi bir kanama olup olmadığı tekrar kontrol edilir.
- Kaçak Testi: Ameliyatın en önemli güvenlik kontrolüdür. Kalibrasyon tüpü aracılığıyla mideye “metilen mavisi” adı verilen renkli bir sıvı veya hava verilir. Aynı anda cerrah, kamera ile zımba hattını gözlemler. Amaç, zımba hattından karın içine herhangi bir sızıntı (kaçak) olup olmadığını teyit etmektir. Testin sorunsuz olması, ameliyatın güvenle tamamlandığını gösterir.
Adım 5: Operasyonun Sonlandırılması
- Tüm kontroller tamamlandıktan sonra, karın içindeki karbondioksit gazı boşaltılır.
- Trokar deliklerine estetik dikişler atılır ve küçük pansuman bantları ile kapatılır.
- Anestezi ekibi, hastayı yavaş ve kontrollü bir şekilde uyandırır. Solunum tüpü çıkarılır ve hasta bir süre gözlem için uyanma odasına alınır.
Tüp mide ameliyatı kaç saat sürer? Genellikle tüm bu adımlar, cerrahın tecrübesine ve hastanın anatomik yapısına bağlı olarak 1 ila 2 saat arasında tamamlanır.
Tecrübenin ve Teknolojinin Rolü: Neden Profesyonel Bir Ekip Önemli?
Yukarıda anlatılan adımlar standart olsa da, her bir adımın başarısı doğrudan cerrahın el becerisine, tecrübesine ve kullandığı teknolojiye bağlıdır. Prof. Dr. Oğuzhan Karatepe, 25 yılı aşkın süredir laparoskopik cerrahi uygulamakta ve bu alandaki tüm yenilikleri yakından takip etmektedir. Tecrübeli bir cerrah;
- Dokuları daha hassas bir şekilde ayırarak kanama riskini azaltır.
- Stapler hattını en doğru anatomik hatta ve en güvenli şekilde oluşturur.
- Olası bir sorunu anında fark edip doğru müdahaleyi yapar.
- Ameliyat süresini kısaltarak hastanın daha az anestezi almasını sağlar.
İstanbul’da tüp mide ameliyatı olmayı düşünüyorsanız, cerrahınızın deneyimi ve ameliyatın yapılacağı hastanenin teknolojik donanımı, kararınızdaki en önemli kriter olmalıdır. 25 yılı aşkın tecrübemizle, bu süreci sizin için en güvenli ve en konforlu hale getirmek için buradayız. Ameliyat tekniği hakkında daha fazla bilgi almak ve sorularınızı sormak için bize ulaşın.
Tüp Mide Ameliyatı Hasta Yorumları

Clarissa Webr

Emma Murey

Esra Hanım
Ameliyat Tekniği Hakkında Sıkça Sorulan Sorular (S.S.S)
Cerrahi sürece dair en çok merak edilen diğer soruları sizin için derledik.
Laparoskopik (kapalı) ameliyatın avantajları nelerdir?
Daha az ağrı, daha küçük yara izi, daha düşük enfeksiyon riski, daha kısa hastanede kalış süresi ve günlük hayata daha hızlı dönüş gibi önemli avantajları vardır.
Ameliyatta kullanılan zımbalar (stapler) vücutta kalıyor mu? Zararlı mı?
Evet, titanyum zımbalar vücutta kalır. Titanyum, vücutla tamamen uyumlu, alerjik reaksiyona neden olmayan bir metaldir ve hiçbir zararı yoktur. Güvenlik taramalarında (MR gibi) sorun yaratmazlar.
Ameliyatta midenin ne kadarı alınıyor?
Midenin yaklaşık %75-80’lik, esneyebilen ve açlık hormonu salgılayan büyük bir kısmı alınır.
Ameliyat sonrası karında kalan gaz ağrı yapar mı?
Evet, ameliyat sonrası ilk 1-2 gün özellikle omuzlarda hissedilen “yansıyan ağrı”, karın içinde kalan CO2 gazından kaynaklanır. Bu gaz vücut tarafından hızla emilir ve ağrı geçer. Erken yürüyüşler bu süreci hızlandırır.
Kaçak testi her hastaya yapılır mı?
Evet, bu bir güvenlik standardıdır. Tecrübeli ve güvenilir merkezlerde kaçak testi yapılmadan ameliyat sonlandırılmaz.
Anesteziden korkuyorum, riskleri nelerdir?
Günümüz modern anestezi teknikleri ve ilaçları sayesinde genel anestezi son derece güvenlidir. Ameliyat öncesi yapılan detaylı değerlendirmelerle size özel riskler belirlenir ve anestezi uzmanı tarafından tüm önlemler alınır.
Mide kesildikten sonra tekrar birbirine dikiliyor mu?
Hayır, “dikilme” işlemi, stapler aletinin kendisi tarafından otomatik olarak yapılır. Stapler, dokuyu keserken aynı anda üçer sıra zımba ile her iki tarafı da güvenli bir şekilde kapatır.
Ameliyat sırasında bir sorun olursa açık ameliyata dönülür mü?
Bu son derece nadir bir durumdur. Ancak beklenmedik bir kanama veya teknik bir zorluk durumunda, hastanın güvenliği için kapalı ameliyattan açık ameliyata geçme ihtimali her zaman vardır.
Ameliyat sonrası sonda takılıyor mu?
Genellikle ameliyat sırasında idrar çıkışını takip etmek için bir idrar sondası takılır ve genellikle ameliyattan sonraki gün veya hasta yürümeye başlayınca çekilir.
Dren neden konulur? Her hastaya konulur mu?
Dren, ameliyat bölgesinde birikebilecek olası sıvı veya kanamayı dışarı atmak için konulan ince bir borudur. Her cerrahın yaklaşımı farklı olmakla birlikte, bir güvenlik önlemi olarak konulabilir ve genellikle 1-2 gün sonra çekilir.
- Ameliyat öncesi neden endoskopi yapılması zorunlu?
Midede ülser, büyük bir mide fıtığı, gastrit veya ameliyata engel olabilecek başka bir patoloji olup olmadığını kontrol etmek için endoskopi yapılması altın standarttır. - Ameliyattan önce hangi ilaçları bırakmam gerekir?
Özellikle kan sulandırıcı ilaçların (Aspirin, Coumadin vb.) ameliyattan 1 hafta önce doktor kontrolünde kesilmesi gerekir. Kullandığınız tüm ilaçları cerrahınıza bildirmeniz hayati önem taşır. - Ameliyat sabahı su içebilir miyim?
Hayır. Anestezi sırasında mide içeriğinin akciğerlere kaçma riskini önlemek için ameliyattan genellikle 8 saat önce yeme ve içme tamamen kesilir. - Kullanılan stapler (zımba) markası önemli mi?
Evet, çok önemlidir. Güvenilirliği kanıtlanmış, FDA onaylı, bilinen markaların staplerları, kaçak riskini en aza indirmede kritik rol oynar. Kliniğimizde sadece en üst kalitede malzemeler kullanılır. - Zımba hattı üzerine ek dikiş atılıyor mu?
Bu, cerrahın tercihine ve tecrübesine bağlı bir tekniktir. Bazı cerrahlar, kaçak riskini daha da azaltmak amacıyla zımba hattını ek olarak özel dikiş materyalleriyle güçlendirebilir. - Ameliyathane ortamı nasıl? Çok mu soğuk olur?
Ameliyathaneler, enfeksiyon kontrolü amacıyla özel olarak havalandırılır ve standart bir sıcaklıkta tutulur. Hastaların vücut ısısı, operasyon boyunca özel ısıtıcı battaniyelerle korunur. - Karın içine verilen gaz neden karbondioksit?
Karbondioksit, yanıcı olmayan ve vücut tarafından en kolay ve hızlı şekilde emilerek atılabilen gaz olduğu için laparoskopik cerrahide güvenle kullanılır. - Kalibrasyon tüpünün (buji) boyutu neye göre seçilir?
Bu, cerrahın standardına bağlıdır ancak genellikle hastanın cinsiyeti ve anatomik yapısı göz önünde bulundurularak, geride ne çok dar ne de çok geniş bir mide kalmayacak şekilde ideal boyut seçilir. - Ameliyat sırasında kan ihtiyacı olur mu?
Laparoskopik tüp mide ameliyatı, minimal kan kaybı ile yapılan bir operasyondur. Kan ihtiyacı olma ihtimali son derece düşüktür. Ancak her ihtimale karşı hastanın kan grubuna uygun kan, hastanede hazır bekletilir. - Ameliyat masasında pozisyonum nasıl olacak?
Genellikle “ters Trendelenburg” adı verilen, başın yukarıda, ayakların aşağıda olduğu bir pozisyon verilir. Bu, karın içi organların aşağıya doğru yer değiştirerek cerraha midede daha iyi bir görüş ve çalışma alanı sağlar. - Kesilen mide parçasına ne oluyor?
Cerrahi olarak çıkarılan mide parçası, patoloji laboratuvarına gönderilir. Burada, midede tesadüfen saptanabilecek herhangi bir anormal hücre veya hastalık olup olmadığı incelenir. Bu bir güvenlik prosedürüdür. - Daha önce karın ameliyatı oldum, yine de kapalı ameliyat olabilir miyim?
Evet, olabilirsiniz. Ancak önceki ameliyatlara bağlı karın içi yapışıklıklar (adezyonlar) varsa, bu yapışıklıkların açılması ameliyat süresini biraz uzatabilir. Bu durum, tecrübeli bir cerrah tarafından yönetilebilir. - Ameliyatın süresini ne uzatır veya kısaltır?
Hastanın kilosu (karın içi yağlanma), karaciğerin büyüklüğü, önceki ameliyatlara bağlı yapışıklıklar ve anatomik farklılıklar süreyi etkileyebilir. Cerrahın tecrübesi ise süreyi kısaltan en önemli faktördür. - Ameliyattan uyanırken ne hissederim?
Genellikle hafif bir sersemlik ve uyku hali hissedersiniz. Ağrınız, daha siz tam uyanmadan yapılan ağrı kesiciler sayesinde minimal düzeyde olur. Hemşireler ve anestezi ekibi başınızda olacaktır. - Ameliyat izleri ne zaman geçer?
Kesiler çok küçük olduğu için izler de küçüktür. İlk birkaç ay pembe/kırmızı renkte olabilirler, zamanla (6 ay-1 yıl içinde) solarak cilt rengine döner ve neredeyse fark edilmez hale gelirler. - Trokar giriş yerlerinde fıtık olur mu?
Bu nadir bir risktir. Özellikle 1 cm’lik daha büyük trokar giriş yerlerinin fasya (karın duvarı zarı) katmanının usulüne uygun kapatılması bu riski en aza indirir. - Ameliyat sonrası neden nefes egzersizi yapmam isteniyor?
Anestezinin ve karın bölgesindeki ameliyatın akciğerlerde yaratabileceği küçük sönmeleri (atelektazi) önlemek ve akciğer enfeksiyonu (pnömoni) riskini azaltmak için bu çok önemlidir. - Omuz ağrısı ne zaman geçer?
Genellikle karbondioksit gazının vücuttan tamamen atılmasıyla, 24 ila 72 saat içinde kendiliğinden geçer. Yürümek bu süreci hızlandırır. - Hastaneden çıkarken nelere dikkat etmeliyim?
Size verilen reçetedeki ilaçları (ağrı kesici, mide koruyucu, kan sulandırıcı iğne) nasıl kullanacağınızı, beslenme planınızı ve acil durumda kime ulaşacağınızı tam olarak anladığınızdan emin olun. - Ameliyat sonrası ilk duşumu ne zaman alabilirim?
Genellikle taburcu olduktan 1-2 gün sonra, kesi yerlerindeki küçük bantlar çıkarılmadan, su geçirmeyen pansuman malzemeleri ile duş alınabilir. Kesi yerlerini ovalamamak gerekir. - Dikişlerim ne zaman alınacak?
Genellikle kendiliğinden eriyen estetik dikişler kullanıldığı için dikiş alınmasına gerek kalmaz. Sadece üzerindeki küçük bantlar 7-10 gün sonra kendiliğinden düşer veya alınır. - Ameliyatta mide sinirleri kesiliyor mu?
Midenin büyük bir kısmı çıkarıldığı için o bölgedeki sinirler de alınır. Bu durum, tokluk mekanizmalarını da etkiler. Ancak midenin temel fonksiyonlarını yöneten ana sinir ağı (vagus siniri) korunur. - Pilor (mide çıkış kası) korunuyor mu?
Evet, tüp mide ameliyatının en önemli özelliklerinden biri pilor kasının korunmasıdır. Bu, midenin kontrollü bir şekilde boşalmasını sağlar ve Dumping Sendromu riskini azaltır. - Midenin asit üretimi devam ediyor mu?
Evet, ancak midenin boyutu küçüldüğü için toplam asit üretimi azalır. Reflü şikayetlerini önlemek için genellikle ilk birkaç ay mide koruyucu ilaçlar verilir. - Ameliyat masasında alerjik reaksiyon gelişebilir mi?
Çok nadirdir. Ameliyat öncesi bilinen tüm alerjileriniz sorgulanır ve anestezi ekibi bu tür bir duruma karşı her zaman hazırlıklıdır. - Safra kesesi taşı varsa aynı anda alınabilir mi?
Evet, eğer ameliyat öncesi yapılan ultrasonda safra kesesinde taş saptanmışsa, hastanın da onayı ile aynı seansta laparoskopik olarak safra kesesi de alınabilir. - Ameliyattan sonra ne zaman araba kullanabilirim?
Genel anestezi ve ağrı kesicilerin etkisinin tamamen geçtiği, kendinizi dinç hissettiğiniz ve ani manevra yapabilecek durumda olduğunuzda (genellikle 1-2 hafta sonra) araba kullanabilirsiniz. - Ameliyat sonrası ne zaman uçağa binebilirim?
Emboli riskine karşı, genellikle 2-4 hafta sonra kısa uçuşlara, 1 ay sonra ise uzun uçuşlara doktor onayı ile izin verilir. Uçuş sırasında bol su içmek ve hareket etmek önemlidir. - Ameliyat sonrası neden kan sulandırıcı iğne yapıyorum?
Obezite cerrahisi sonrası en ciddi risklerden biri bacak damarlarında pıhtı oluşması ve bu pıhtının akciğere atmasıdır (pulmoner emboli). Kan sulandırıcı iğneler, bu hayatı tehdit eden riski önlemek için kullanılır. - Bu iğneleri ne kadar süre kullanacağım?
Genellikle hastanede başlanır ve eve çıktıktan sonra 10-14 gün daha hastanın kendi kendine yapması istenir. - Ameliyat sırasında takılan klipsler (zımbalar) havaalanı güvenlik kapısında öter mi?
Hayır. Titanyum zımbalar çok küçüktür ve manyetik özellikleri yoktur. Metal dedektörlerinde ötmezler. - Robotik cerrahi ile laparoskopik cerrahi arasında ne fark var?
Robotik cerrahi, laparoskopik cerrahinin bir türüdür. Cerrah, konsoldan robotik kolları yönetir. Tüp mide ameliyatında standart laparoskopik yöntemle benzer sonuçlar elde edildiği için robotik cerrahi rutin olarak gerekli değildir. - Ameliyatın zorluk derecesi nedir?
Tecrübeli bir bariatrik cerrah için tüp mide ameliyatı, standart ve rutin bir operasyondur. Ancak her cerrahi işlem gibi ciddiyet ve özen gerektirir. - Ameliyathanede kaç kişilik bir ekip olur?
Genellikle cerrah, bir veya iki asistan cerrah, anestezi uzmanı, anestezi teknisyeni, ameliyathane (skrub) hemşiresi ve yardımcı (sirküle) hemşireden oluşan kalabalık bir ekip bulunur. - Ameliyattan hemen sonra yoğun bakıma alınır mıyım?
Rutin bir tüp mide ameliyatı sonrası yoğun bakım ihtiyacı olmaz. Hastalar doğrudan uyanma odasına ve sonrasında normal servis odasına alınır. Sadece çok özel risk faktörleri olan hastalarda tedbir amaçlı yoğun bakım takibi gerekebilir. - Mideye yerleştirilen kalibrasyon tüpü ne zaman çıkarılır?
Midenin kesilme ve zımbalanma işlemi bittikten sonra, henüz anestezi altındayken, anestezi uzmanı tarafından geri çekilir. Siz uyandığınızda böyle bir tüp olmaz. - Kaçak testi pozitif çıkarsa ne yapılır?
Eğer ameliyat sırasında yapılan testte sızıntı görülürse, cerrah o bölgeye hemen ek bir dikiş koyarak veya farklı tekniklerle sızıntıyı onarır. Test negatif olana kadar işleme devam edilir. Bu, tecrübenin önemini gösteren bir durumdur. - Zımba hattında kanama olursa ne yapılır?
Hafif sızıntı şeklindeki kanamalar genellikle kendiliğinden durur. Durmazsa, cerrah ek bir dikiş atarak veya özel kanama durdurucu materyaller kullanarak kanamayı kontrol altına alır. - Ameliyatta kullanılan aletler tek kullanımlık mı?
Stapler ve kartuşları, enerji cihazlarının uçları gibi kritik malzemelerin tamamı tek kullanımlıktır. Her hasta için yeni ve steril bir paket açılır. Bu, enfeksiyon kontrolü için esastır. - Ameliyat sonrası enfeksiyon riskini azaltmak için ne yapılır?
Ameliyattan hemen önce damardan koruyucu antibiyotik verilir, ameliyathane sterilizasyonuna en üst düzeyde dikkat edilir ve tek kullanımlık malzemeler tercih edilir. - Ameliyat sırasında tansiyonum veya şekerim düşerse ne olur?
Anestezi ekibi tüm yaşam bulgularınızı anlık olarak takip eder ve gerekli ilaç müdahaleleriyle kan basıncınızı ve kan şekerinizi normal sınırlarda tutar. - Operasyon sonrası ilk ayağa kalkış neden bu kadar önemli?
Kan dolaşımını hızlandırarak pıhtı (emboli) riskini azaltır, bağırsak hareketlerini başlatır ve akciğerlerin daha iyi havalanmasını sağlar. - Drenim çekilirken acı duyar mıyım?
Çok kısa süren (birkaç saniye), hafif bir sızlama veya rahatsızlık hissi olabilir. Derin bir nefes alıp vermeniz istendiğinde işlem kolayca tamamlanır. - Ameliyat sonrası yara yerlerine nasıl bakım yapmalıyım?
İlk 7-10 gün kuru ve temiz tutmak önemlidir. Size verilen antiseptik solüsyonlarla pansuman yapmanız istenebilir. Kaşımaktan ve ovalamaktan kaçının. - Kesi yerlerinde morarma ve şişlik normal mi?
Evet, ameliyat sonrası ilk birkaç gün kesi yerlerinin etrafında hafif bir morarma ve şişlik olması normal bir iyileşme belirtisidir. - Ameliyat tekniği kilo verme hızını etkiler mi?
Evet. Özellikle geride bırakılan midenin (kalibrasyon tüpü boyutu ile belirlenen) genişliği, hastanın ne kadar yiyebileceğini ve dolayısıyla kilo verme hızını etkileyebilir. - Tüp mide ameliyatı geri döndürülebilir mi?
Hayır. Midenin bir kısmı kalıcı olarak çıkarıldığı için geri dönüşümsüz bir işlemdir. - Ameliyat sırasında midenin tamamı alınır mı?
Hayır, bu farklı bir operasyondur (total gastrektomi) ve genellikle kanser cerrahisinde uygulanır. Tüp midede midenin sadece bir kısmı alınır. - Neden midenin fundus denilen tepe kısmı çıkarılıyor?
Çünkü açlık hormonu olan Ghrelin’in %80’i bu bölgeden salgılanır. Bu kısmın çıkarılması, ameliyat sonrası iştahın azalmasındaki en önemli mekanizmadır. - Ameliyattan sonra midem ses çıkarır mı? (Guruldama)
Evet, özellikle ilk aylarda hava ve sıvıların yeni, dar mide yolundan geçerken ses çıkarması (guruldama) normal bir durumdur. - Ameliyat sonrası hıçkırık normal mi?
Evet, bazı hastalarda ameliyat sonrası ilk günlerde diyaframın uyarılmasına bağlı olarak geçici hıçkırık nöbetleri görülebilir. - Ameliyat başarısında cerrahın rolü yüzde kaçtır?
Cerrahın rolü, teknik olarak kusursuz ve güvenli bir ameliyat yaparak hastaya en iyi “aracı” sağlamaktır. Bu, başarının %50’sidir. Geri kalan %50, hastanın bu aracı doğru kullanmasına, yani yaşam tarzı değişikliklerine uymasına bağlıdır. - Ameliyatın videosunu izlemeli miyim?
Bu kişisel bir tercihtir. Bazı hastalar süreci görmek isterken, bazıları için bu endişe verici olabilir. Genellikle animasyonlu ve şematik anlatımlar daha faydalıdır. - Ameliyatım için en doğru cerrahı nasıl seçerim?
Cerrahın deneyimine (yaptığı vaka sayısı), akademik geçmişine, obezite cerrahisi alanındaki uzmanlığına, sizinle kurduğu iletişime ve size sunduğu takip programının kapsamına bakarak karar vermelisiniz.
DİKKAT: Bu sayfada yer alan cerrahi tekniğe ilişkin bilgiler, genel bir bilgilendirme amacıyla hazırlanmıştır. Her hastanın anatomisi ve tıbbi durumu farklıdır ve cerrahi süreçte küçük farklılıklar olabilir. Bu bilgiler, kişisel bir tıbbi tavsiye olarak değerlendirilemez. Size uygulanacak tedavi tekniği hakkında en doğru ve detaylı bilgiyi, operasyonunuzu gerçekleştirecek olan cerrahınızdan almalısınız. Süreç hakkında detaylı bilgi almak için Prof. Dr. Oğuzhan Karatepe ve ekibimize başvurabilirsiniz.
Prof. Dr. Oğuzhan Karatepe ile Tüp Mide Ameliyatı





